İçeriğe geç

Patoloji sonucu pozitif olursa ne olur ?

Patoloji Sonucu Pozitif Olursa Ne Olur?

Bir Telefonun Gölgesinde: O An

Telefonun ekranında parlayan “Kayseri Devlet Hastanesi” yazısını gördüğümde, içimde bir şeyler kırılmaya başladı. Ellerim titremeye başlamıştı, kalbim her geçen saniye hızla çarpmaya devam ediyordu. Neden bu kadar heyecanlandığımı bilmiyordum, ama kesinlikle bir şeyler yolunda değildi. Sadece iki dakika önce, doktorumun “Her şey yolunda” dediğini hatırlıyorum. Ama o an, telefonun ekranında beliren numara, tüm o iyimser kelimeleri bir anda silip süpürdü.

Birçok insanın yaşadığı o anı yaşadım: Bir telefonda bir şeyler yanlış gidiyorsa, o şeyin ne olduğunu zaten hissedersiniz. İçimdeki ses, “Bu sadece bir prosedür, endişelenme” diyor, ama bir yandan da karnımda, içimde, derin bir ağırlık var. “Patoloji sonucu pozitif olursa ne olur?” sorusu kafamda dönüp duruyor, yanıtını ise bir türlü bulamıyordum.

Hikaye Başlıyor: Bir Anlık Karar

İçimden yükselen tüm o karışık duyguları bastırarak telefonu açtım. “Merhaba, ben Ahmet. Evet, sonucunuzu bekliyorsunuz değil mi?” diye başladı doktor. Cümlesinin geri kalanını tam olarak hatırlamıyorum. Zihnimdeki tek şey o iki kelimeydi: “Pozitif” ve “olur.” Cümleyi bitirene kadar hiçbir şey duymadım, sadece kalbimin hırçın atışını, derin nefeslerimi hissettim.

Bir anlık sessizlik… O an, her şey durdu. Sanki dünya etrafımda dönmüyordu. O eski kasetler gibi, hayal kırıklığıyla takılıp kalan o birkaç saniye… O an, bir anlığına her şeyden kopmuş gibi hissettim. Ama içimde bir şey daha vardı: Hala umut. Bir şeylerin hala yolunda olabileceğine dair bir umut.

Bir Yudum Su, Bir Dakika Sessizlik

Gözlerim dolmuştu. Her ne kadar güçlü olmaya çalışsam da, bir şekilde sızıyordu. “Pozitif olursa ne olur?” diye düşündüm. İçimden geçenler, hiç sesli söylenmeyen ama her şeyin üzerine yazılı olan bir metin gibiydi. Olumlu ya da olumsuz bir şey söylemekte zorlanıyordum. Bu işin sonunda ne olacağını bilmiyordum, ama bir şeyler değişecekti. Bir şeyler kesinlikle değişecekti.

Ellerim titreyerek masanın üzerine bir bardak su koydum. Soğuk, ama bu soğuk sadece suyun değil, o anki hislerimin bir yansıması gibiydi. Zihnimde dönen sorularla baş başa kaldım: “İleri bir şey mi bu? Yoksa hala tedavi edilebilir mi?” Farkında olmadan içimi hıçkırıklar sararken, bir yandan da mantıklı düşünmeye çalıştım. Ailem, dostlarım, hepimiz bu yükü taşıyabilir miydik?

İçimdeki Çelişkiler: Korku ve Umut Arasında

Telefonu kapattığımda, gözlerim hala doluydu, ama bir an olsun gözyaşlarımı tutmaya çalıştım. İçimdeki korku, beni bir anda sarmıştı. Ama şunu da biliyordum: Korkunun olduğu yerde umut da vardı. Kimse bir hastalıkla ya da zor bir durumla başa çıkmak zorunda kalmazken, o anda kendimi biraz daha güçlü hissettim. Çünkü tek bir pozitif sonuç, her şeyin sonu değil.

Birçok kez duydum: “Bize pozitif sonuçlar geldiğinde umutlanma, sonuçlar daha sonra değişebilir.” Ama o an sadece kendimi düşündüm: Ne olursa olsun, yaşam devam ediyordu ve benim bu hikâyemi yazacak olan sadece ben olacaktım. Kendimi ve duygularımı bu kadar dürüstçe yazabilmek, aslında bu anı daha da anlamlı kıldı.

O anda, aslında çok basit bir şey fark ettim: İnsanlar, bazen sadece “yaşamak” istedikleri şeyleri yaşayabilmek için her türlü duygusal yükü taşırlar. O an, hayatı sadece hissetmek, korkuyu kabul etmek ve ondan güç almak gerekiyordu.

Bir Sonraki Adım: Adım Adım İleriye

Bir hafta sonra, patoloji sonucu hakkında tekrar görüşme günü geldi. O gün sabah, bir nebze olsun daha güçlü hissettim. İçimdeki korkuyu tanımaya çalıştım. Belki o an hala bir şeyler eksikti, ama o korkunun ne demek olduğunu biliyordum. Gözlerimde hala umut vardı. Bir yudum su içerken, o an için her şeyin bir çözümü olacağına inanmak istedim.

Evet, pozitif olmak, hayatta beklenmedik dönüşler almayı gerektiriyordu, ama bu demek değildi ki her şey bitti. Aslında, ne olursa olsun, bu sadece bir başlangıçtı. Belki her zorluk, sonunda bir ders veriyordu. Belki, hayatın bana gösterdiği bu “pozitif” şey de, sonunda beni daha da güçlü kılacaktı.

O gün, doktorun söyledikleri daha anlamlı geldi: “Her şey kontrol altında olacak.” Benim içimdeki o karışık duygular, biraz daha durulmuştu. Korku, ama umut. Bazen, hayatın bize attığı topu geri almak, sadece zaman alıyordu.

Sonuç: Her Şeyin Bir Anlamı Olabilir mi?

Patoloji sonucu pozitif olursa ne olur? Bu sorunun cevabını gerçekten kimse bilemez. Ama ben şunu biliyorum: Hayatta her şeyin, her anın, her duygunun bir anlamı olabilir. Ve belki de önemli olan, bu anlamı ne şekilde, ne gözle gördüğümüzdür.

O an, korku ve umut arasında sıkışmışken, sadece “yaşam”ı hissetmek, her şeyin ötesindeydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
https://grandoperabet.net/